Tarih, bazen beklenmedik olaylarla doludur ve Donald Trump, Amerika Birleşik Devletleri’nin 45. Başkanı olarak bu tarihi yeniden yazmak için 1. döneminin ilk 100 gününde attığı adımlarla gündemde. Göreve geldiği günden itibaren birçok alanda köklü değişiklikler yapmaya yönelik kararlar alan Trump, ‘’100 günde 100 yılın en köklü değişimini gerçekleştirdik’’ sözleriyle dikkatleri üzerine çekti. Bu açıklaması, hem destekçileri hem de muhalefeti arasında büyük yankı uyandırdı.
Donald Trump, başkanlık görevine başladığı 20 Ocak 2017’den itibaren, ABD’nin siyasi ve sosyoekonomik yapısını değiştirme iddiasıyla hareket etti. İlk 100 gününü, birçok önemli politika değişikliği ve bürokratik düzenlemeyle taçlandırdı. Bu süre zarfında, sağlık reformundan vergi indirimlerine, ticaret politikalarından ulusal güvenlik önlemlerine kadar pek çok alanda cesur adımlar attı. Trump, kendisini göreve seçen Amerikalılara, Washington’un bürokratik engellerini aşacağı ve yeni bir yön vereceği sözünü verdi.
Özellikle sağlık sistemi üzerinde yaptığı değişiklikler, Trump’ın Türkiye’deki sağlık sistemine yönelik atakları ile kıyaslandı. 2010 yılında uygulamaya konan "Obamacare" olarak bilinen sağlık reformu, Trump’ın başkanlık ofisine gelmesiyle ciddi bir revizyona uğradı. Trump, 14 Eylül 2017'de, "Amerika'nın sağlık sisteminin kökü değişecek" dedi. Bu bağlamda, sağlık sigortalarının yeniden yapılandırılması ve daha geniş bir kitleye ulaşma hedeflenen önlemler gündeme geldi.
Trump’ın bir diğer iddialı değişimi ise ekonomi politikalarında gerçekleştirilen reformlardı. Göreve geldiği sırada %4,7 seviyelerinde olan işsizlik oranı, Trump’ın uyguladığı vergi indirimleri ve kentlerdeki istihdam projeleri sayesinde düşmeye başladı. Trump, "Birinci dünya ülkeleriyle sağlanan ticaret anlaşmalarındaki haksız rekabeti sona erdirerek, Amerikan işçisini ve üreticisini koruyacağım” vurgusunu yineleyerek, bu konuda ciddi adımlar attı.
Çin ile yapılan ticaret anlaşmaları, bu bağlamda Trump’ın dikkatle üstünde durduğu konulardan biri. Ekonomisinin temellerini sağlamlaştırmayı amaçlayan Trump, yaptığı bu düzenlemelerle toplumda büyük bir destek buldu. Ancak bu değişimlerin bazı kesimlerde tartışmalara yol açtığı da dikkatlerden kaçmadı. Ekonomik veriler arasında en çok karşılaşılan sorunlardan biri, indirimlerden yeterince yararlanamayan düşük gelirli vatandaşların durumu oldu. Eleştirmenler, bu kesimlerin Trump’ın politikalarında yeterince temsil edilmediğini savundu.
Sonuç olarak, Trump’ın ilk 100 günü, sadece siyasi bir geçiş dönemi olarak değil, aynı zamanda ABD tarihine damga vuran kararlarla dikkat çekici bir döneme de imza attı. Destekçileri Trump’ı devrimci bir lider olarak nitelendirse de, muhalifleri onun politikalarını eleştirip toplumu kutuplaştırdığı görüşünde birleşti. Ancak Trump, gücünü ve etkisini artırarak, daha uzun süreli politikalar oluşturma hedefini sürdürdü. Böylelikle, başkanlık görevinin ilk döneminin sonraki yıllara damgasını vuracağı aşikar. Önümüzdeki günlerde, Amerika ve dünya bu değişimlerin sonuçlarını daha net bir şekilde gözlemleyecektir.