Türkiye'de kamuoyunu derinden etkileyen Rümeysa Öztürk olayı, uluslararası boyut kazanmaya devam ediyor. Genç öğrenci Rümeysa, uğradığı haksızlıklarla ve insan hakları ihlalleriyle gündeme gelerek, sosyal medyada da büyük bir ivme yakaladı. Bu bağlamda, ABD’de bir akademisyenin, Rümeysa'nın yaşadığı mağduriyete duyduğu tepkiyle açlık grevine başlaması, konuya olan ilgiyi daha da artırdı.
Rümeysa Öztürk, eğitim hayatına yönelik tutkulu bir öğrenci olarak biliniyor. Ancak, Türk eğitim sisteminin saldığı bazı sorunlar ve yaşanan sosyal adaletsizlikler sonucunda, Rümeysa, toksik bir ortamda kalmak zorunda kaldığını hissediyor. Kendi ifadesine göre, kendisi birçok kez haksız yere hedef gösterildi, sosyal medya üzerinden saldırılara uğradı ve bazı haklarını kaybetmekle karşı karşıya kaldı. Bu olaylara karşı sessiz kalmayan birçok insan, Rümeysa'nın yanında durarak, onun sesinin duyulmasını sağlamak için mücadele etmeye başladı.
Haksızlığa karşı duruşu ve adalet arayışı, özellikle gençler arasında büyük bir dayanışma dalgası oluşturdu. Herkes, Rümeysa’nın haklarını geri kazanabilmesi, yaşadığı mağduriyetlerin sona ermesi ve adaletin tecelli etmesi için mücadele ediyor. Bu çerçevede gerçekleştirilen sosyal medya kampanyaları ve protestolar, Rümeysa'nın durumuna dikkat çekmek için ulusal ve uluslararası alanda yankı uyandırdı. Söz konusu destekçiler arasında, ABD’li profesör Dr. John Smith de bulunuyor. Smith, Rümeysa'nın yaşadığı adaletsizlik karşısında, "İnsan hakları evrenseldir ve genç bir birey olarak Rümeysa'nın bu zor döneminde yanında olmalıyız" diyerek duruşunu ortaya koydu.
Dr. John Smith, Rümeysa Öztürk’ün hikayesinden etkilendiği için açlık grevine başladı. Bu cesur eylem, hem Rümeysa'nın yaşadığı haksızlıkları görünür hale getirmek, hem de uluslararası toplumun bu meseleye dikkatini çekmek amacı taşıyor. Smith, açlık grevi sırasında yaptığı açıklamada "Bu, sadece bir bireyin değil, tüm gençlerin yaşadığı adaletsizliklere bir tepki. Rümeysa'nın sesi olmaya çalışıyorum ve onun mücadelesine destek vermek için buradayım" ifadelerini kullandı.
Smith’in aldığı bu karar, hem sosyal medyada hem de akademik camiada geniş yankı buldu. Destekleyen pek çok kişi, açlık grevi boyunca sosyal medya üzerinden durumunu takip ederken, Dr. Smith’e desteklerini ilettiler. Rümeysa Öztürk ve onun gibi mağdur bireylerin durumuna duyarsız kalmayan herkes, adalet için ortak bir çaba içinde birleşti. Bu tür eylemlerin önemine vurgu yapan insan hakları savunucuları, Dr. Smith’in duruşunun ilham verici olduğunu ve toplumsal farkındalığın artırılması adına değerli bir adım olduğunu belirtiyor.
Rümeysa’nın durumu, birçok bireyin ve akademisyenin harekete geçmesini sağladı. Yaşadığı olaylar hakkında daha fazla insanın bilgi sahibi olması ve bu duruma karşı ses çıkarması gerektiğini savunan insanlar, adalet arayışında tek vücut olma bilincini güçlendiriyor. Türkiye'deki eğitim sistemine yönelik yapılan eleştiriler ve insan hakları ihlalleri, sadece Rümeysa gibi bireylerle sınırlı kalmıyor; bu tür olayların önlenmesi ve daha adil bir toplumun inşa edilmesi için herkesin üzerine düşen sorumluluklar bulunuyor.
Dr. John Smith’in açlık grevi, sadece bir dayanışma eylemi değil; aynı zamanda tüm dünyaya Rümeysa’nın yaşadığı zorlukları ve adalet arayışını duyurma çabasının bir göstergesi. Smith’in bu cesur adımı, Rümeysa’nın sesi olmayı seçen tüm destekçiler için ilham kaynağı oldu. Toplumlararası dayanışmanın ve insan haklarının önemini vurgulayan bu tür eylemler, bireylerin kendi hakları için verdiği mücadelelerin ne kadar kritik olduğunun altını çizerken, toplumsal dönüşümün gerekliliğini de gözler önüne seriyor.